Türk Silahlı Kuvvetleri’nin İhtiyaçlarının Yerli İmkanlarla Karşılanması Konusunda Çok Büyük Yol Alınmıştır

ASELSAN FAİK EKEN

ASELSAN Genel Müdürü
Dr. Faik EKEN

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin İhtiyaçlarının Yerli İmkanlarla Karşılanması Konusunda Çok Büyük Yol Alınmıştır

ASELSAN olarak kuruluş misyonumuz olan yerlileştirme çalışmalarına büyük önem vermekteyiz. Bu amaç çerçevesinde, yurt içinde tasarım ya da üretim anlamında yan sanayi firmalarımızın gerçekleştirebileceği tüm faaliyetleri yan sanayi firmalarımıza transfer edip, odağımızı yerlileştirebileceğimiz kritik teknolojiler üzerinde yoğunlaştırmaktayız.

HASUN TÜRKİYE; Sayın EKEN, günümüz itibarı ile ASELSAN hakkında, okuyucularımıza temel çalışma alanları, ulaşılan nokta ve kurum vizyonu ile ilgili bilgi verebilir misiniz?

Faik EKEN / ASELSAN; Devletimizin Savunma Sanayimizi geliştirme konusundaki iradesi, Silahlı Kuvvetlerimizin ve Savunma Sanayii Müsteşarlığının yerli tasarım ve üretime verdiği büyük önem ve destek sayesinde yetenekli üniversite mezunları istihdam edilmiş, Türk mühendislerinin yetenek ve özgün tasarımları ile kuruluş amacımız olan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ihtiyaçlarının yerli imkanlarla, dışa bağımlılığı en aza indirecek şekilde karşılanması konusunda çok büyük yol alınmıştır.
     Bugün ASELSAN, beş sektör başkanlığı altında, askeri haberleşme sistemleri, kamu güvenliği haberleşme sistemleri, kripto ve bilgi güvenliği sistemleri, bilgi teknolojileri, uzay teknolojileri, elektro- optik sistemler, seyrüsefer ve aviyonik sistemler, deniz sistemleri, hava ve füze savunma sistemleri, komuta kontrol, haberleşme ve bilgisayar sistemleri (C4I), insansız sistemler, güvenlik sistemleri, silah sistemleri, radar sistemleri, elektronik harp sistemleri, ulaşım sistemleri, trafik ve otomasyon sistemleri, enerji sistemleri, sağlık teknolojileri alanlarında faaliyet göstermektedir.
     Yatırımlarımızı da, Ar-Ge faaliyetlerimizi de Teknoloji Yol Haritamıza uygun şekilde yürütmeye devam edeceğiz. Nihayetinde ürünlerimizin bölgemizdeki ülkelerden başlayarak ihracatını artırmak üzere de yoğun çalışmalarımıza devam ediyoruz. Tüm bu çabalar, ülkesinin başta savunma ve güvenlik olmak üzere teknolojik ihtiyaçlarına cevap veren, kazancını ekosistemindeki alt yüklenici ve tedarikçileri ile paylaşan, dünya çapında rekabetçi bir şirket olma hedefinin unsurları olarak değerlendirilebilir.

HASUN TÜRKİYE; Haberleşme ve bilgi teknolojileri konusunda, gerek savunma gerekse sivil alanlarda yapılan çalışmalar nelerdir?

Faik EKEN / ASELSAN; JEMUS Telsiz Sistemi, Türkiye'de kurulmuş en büyük Kamu Güvenliği Haberleşme Sistemidir. Sistemin güvenilirliği ve sürekliliği en üst düzeyde teknik önlemler alınarak artırılmıştır. Jandarma Genel Komutanlığı'nın kamu güvenliği hizmetini yerine getirmekte kullandığı JEMUS; terör, kriz ve doğal afet durumlarında muhaberenin kesintisiz devamının sağlanması için teknolojiden azami derecede yararlanarak etki-tepki süresini azaltmakta ve hızlı, güvenilir, esnek, mobil muhabere imkânı sağlayarak bilgiye süratli ve zamanında ulaşılmasına imkân vermektedir.
     Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'nın desteği ile Savunma Sanayii Müsteşarlığı ve ASELSAN arasında 15 Şubat 2013 tarihinde Dördüncü Nesil (4G/LTE) Haberleşme Sistemleri Geliştirme (ULAK) Projesi sözleşmesi imzalanmıştır. Bahsi geçen sözleşme kapsamında Temel/Ticari ve Kamu Güvenliği 4.5G Makrocell Baz İstasyonu, Kamu Güvenliği Mobil Terminal Kripto Yazılımı, LTE'nin Dar Bantlı Sistemlerle Entegrasyonu ve TETRA Baz İstasyonu ile LTE Tabanlı Haberleşme Sistemi geliştirilmesine yönelik faaliyetler gerçekleştirilmektedir.
     Kamu Güvenliği Mobil Terminal Kripto Yazılımı, LTE'nin Dar Bantlı Sistemlerle Entegrasyonu ve TETRA Baz İstasyonu ile LTE Tabanlı Haberleşme Sistemi geliştirilmesine yönelik faaliyetler ASELSAN tarafından yürütülmekte olup, Temel/Ticari ve Kamu Güvenliği 4.5G Makrocell Baz İstasyonuna yönelik faaliyetler ASELSAN ana yükleniciliğinde NETAŞ ve ARGELA firmaları ile yürütülmektedir.
     2015 yılında Milli Savunma Bakanlığı ile mevcut TASMUS sistemlerinin geliştirilmesi ve güncellenmesi ile yeni nesil TASMUS-II sistemini kapsayan bir sözleşme imzaladık. Hazırlanan programa göre TASMUS birliklerinin elindeki sistemlerin iki parça halinde güncelleme çalışmalarına başlandı. 2016 Ağustos ayından itibaren sistemler güncellenmeye ve kullanıcı birliklere teslim edilmeye başlandı. Aynı zamanda da sistemlerin kalan kısmı da güncellenmek için alınmaya başlandı. Güncelleme programı 2018 yılının ilk yarısında tamamlanacaktır. Güncelleme ile sistem haberleşme hızları arttırılmış, sistem güvenliği yeni tasarım kripto cihazları ile yükseltilmiş ve kullanıcılardan gelen geri beslemeler ile kullanım kolaylıkları getirilmiştir.

HASUN TÜRKİYE; Savunma sanayiine yönelik sistem teknolojileri ve örnek projeler hakkında bilgi verebilir misiniz?

Faik EKEN / ASELSAN; Uzaktan Komutalı Silah Sistemleri (UKSS), ASELSAN için hem iç pazarda hem dünya pazarında önemli bir ürün ailesi olmuştur. Farklı operasyonel ihtiyaçlara yanıt verecek şekilde çeşitli kalibrede silah ve alt birimler içeren bu ürün ailesi, deniz araçları, kara araçları ve karada sabit tesis koruma gibi alanlarda görev yapacak şekilde tasarlanmıştır. 2017 yılı itibariyle 12 ülkede 1000 adetten fazla UKSS ürünümüz başarıyla hizmet vermektedir.
     HİSAR-A ve HİSAR-O olarak isimlendirdiğimiz Alçak ve Orta İrtifa Hava Savunma Füze Sistemleri az sayıda ülkenin sahip olduğu ve karmaşıklık düzeyi yüksek pek çok kritik teknolojiyi barındıran, "sistemler sistemi" diye adlandırdığımız sistemlerdir. ASELSAN'ın hava savunma alanında kazandığı birikim ve teknolojik altyapının hayata geçirildiği HİSAR projelerinde radar, E/O algılayıcılar, komuta kontrol, haberleşme, atış kontrol ve füze arayıcı başlığı ile veri bağı alt sistem bazında ASELSAN tarafından milli olarak geliştirilmekle birlikte bileşenlerin bir arada entegre bir hava savunma sistemi çatısı altında etkin olarak görevini icra etmesi de projede ana yüklenici pozisyonuna sahip ASELSAN tarafından sağlanıyor. Projede kritik bir bileşen olan füzeyi ise çözüm ortağımız ROKETSAN geliştiriyor.
     Çok sayıda alt sistemi bünyesinde barındıran karmaşık ürünlerin geliştirildiği KORKUT, AİC ve HİSAR-A/O projelerinde ASELSAN'ın yanı sıra MKEK, ROKETSAN ve FNSS gibi kurum ve kuruluşlar önemli görevler üstlendi. Bunların yanı sıra büyük, orta ve küçük ölçekli 100'ün üzerinde alt yüklenici de projelere katkı sağladı. Bunca paydaşın bir arada yer aldığı projelerin yönetimi gerek ASELSAN'a gerek Türk Savunma Sanayisine çok şey kazandırdı. Hava savunma alanında önümüzdeki dönemde daha da büyük ölçekli projeleri yönetmeye ve başarılı şekilde sonuçlandırmaya hazırız.
     Hava Savunma alanında, biraz önce dile getirdiğimiz projeler uzun menzil ve yüksek irtifalardaki tehditlere yönelik olup, tüm dünyada bu klasmandaki sistemler yüksek muhammen bedelleri ve teknoloji seviyeleri ile dikkat çekmektedir. Bu sistemlerin yanı sıra, dünyada son yıllardaki trend ve dinamikler ile İnsansız Hava Araçlarına (ya da drone) karşı tedbirler geliştirme ihtiyacı doğmuştur. Bu kapsamda geliştirdiğimiz İHTAR Sistemi; hedef tespit ve takibine yönelik olarak Radar ve Elektro-Optik sensörler, tehdit değerlendirme ve karar alma mekanizmalarına yönelik olarak Komuta Kontrol yazılımı, tehtidi bertaraf etmeye yönelik olarak ise yönlendirilmiş anten kullanılan karıştırma/köreltme alt-sistemleri içermektedir. Sistem modüler bir yapıda olup, operatör yer tespitine yönelik olarak elektronik harp unsurlarıyla birlikte kullanılabilmektedir.
     Deniz sistemleri konusunda mevcut sözleşmeli projelerin yanı sıra, öz kaynaklarımızla ve TÜBİTAK destekleri alınarak yüksek bütçeli Ar-Ge çalışmaları sürdürülmekte ve gelecek nesil deniz sistemlerine yönelik önemli yatırımlar gerçekleştirilmektedir. Günümüz teknolojileri değerlendirildiğinde, su altı ortamının sağladığı doğal örtüden dolayı, gelecekte denizlerde üstünlük çabalarının denizlerin altına doğru yöneldiği görülmektedir. Bu sebeple ASELSAN olarak su altı dünyasına ayrı bir önem veriyoruz. Örneğin, torpido karşı tedbir sistemlerinde dünyadaki önde gelen firmalar ile rekabet edebilir bir seviyeye ulaştığımızı rahatlıkla söyleyebilirim. Benzer şekilde diğer su altı akustik sistemleri kapsamındaki çalışmalarımızı geniş bir yelpazede sürdürüyoruz. Yakın gelecekte bu konularda da ASELSAN'ın adını uluslararası pazarda öne çıkarmayı hedefliyoruz.

HASUN TÜRKİYE; Mikro Elektronik, Güdüm ve Elektro - Optik Sistemleri konularında ASELSAN'ın çalışmaları hakkında bilgi verir misiniz?

Faik EKEN / ASELSAN;Mikro Elektronik, Güdüm ve Elektro- Optik Sistemleri kapsamında şu an üretim hattımız, iştiraklerimiz ve altyüklenicilerimizde; CATS gibi hava platformlarına yönelik yüksek performanslı elektro-optik keşif gözetleme ve hedefleme sistemlerinden, kaska monte monoküler gece görüş dürbünlerine kadar 200'ü aşkın farklı çeşitte cihaz üretiyoruz. Bu ürünlerimizin hemen hepsi de yurtdışında rekabet ediyor. Geniş bir ürün yelpazesine sahip olduğumuz hedefleme, keşif, taşınabilir taktik sistemlerimizin tamamı yurtdışında görücüye çıkıyor, satılıyor.
     Ürün gamı itibarı ile en fazla çeşitliliğe sahip olduğumuz alan Elektro- Optik sistemler. Bu kapsamda; elde taşınabilir, silahüstü ve platforma entegre olarak termal, gece görüş, lazer sistemleri, elektro-optik karşı tedbir sistemleri ve çok sensörlü elektro-optik sistemlerimiz sadece yurtdışında değil yurtdışında da önemli bir satış grafiği yakalamış durumda.
     Aviyonik alanındaki faaliyetlerimize ise 1988 yılında F-16 savaş uçaklarının seyrüsefer sistemlerinin üretimi ile başladık. Bugün itibariyle havacılık alanında dünyanın sayılı aviyonik ekipman üreticisi konumuna geldik.
     Milli imkanlar ile bugüne kadar 15 farklı tipte 500'ün üzerinde hava platformunun modernizasyonu tamamen ASELSAN mühendisleri tarafından gerçekleştirildi. Milli olarak geliştirilen görev bilgisayarları, uçuş ve görev yönetim yazılımları sayesinde milli silah sistemlerinin hava platformlarına entegrasyonu ASELSAN tarafından yapılıyor.
     Türkiye'nin dışa bağımlılığını en aza indiren ve yüksek teknoloji içeren ASELSAN tasarımı milli aviyonik sistemlerimizin başta T-129 ATAK Helikopteri, F-16 Savaş Uçağı, S-70 Blackhawk Helikopteri ve ANKA olmak üzere pek çok hava platformunda kullanılması sayesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz daha güvenilir ve etkin görev kabiliyeti kazanmıştır.
     Bu yıl içinde yapılan IDEF fuarında ilk defa sergileme fırsatı bulduğunuz Yüksek Güçlü Lazer Savunma Sistemimiz ise geleceğin muharebe sahasının kurallarını değiştirebilecek bir teknoloji olarak yoğun faaliyet yürüttüğümüz bir alan.
     Hava platformlarından atılarak sabit ve hareketli hedeflere karşı etkin kullanılabilen Laser Güdüm Kiti (LGK), TSK'nın ihtiyacını karşılamak üzere çok kısa sürede ASELSAN tarafından tasarlanmış ve seri üretimine başlanmıştır. LGK, envanterde bulunun MK-82 ve MK-84 bombalarına takılarak, bu bombaları güdümlü hale getirmekte ve laserle işaretlenen hedefleri hassas olarak vurabilmektedir.
     Füze ve mühimmatlara yönelik elektro- optik (soğutmalı ve soğutmasız tip IIR, lazer) teknolojilere dayalı arayıcı başlık sistemlerinin tasarımı ve üretimi ASELSAN tarafından tümüyle milli ve özgün olarak gerçekleştirilmektedir. Stinger Füzesi Kızılötesi Arayıcı Başlığı Üretimi'nden başlayarak bugüne kadar yürütülen, her biri kabiliyet kazanımı ve Ar-Ge niteliği taşıyan arayıcı başlık projeleri ile dünyada sınırlı sayıda ülkenin sahip olduğu arayıcı başlık tasarım kabiliyetinde bugünkü olgunluk seviyesine gelinmiştir.
     İnsansız Sistemler olarak kara, deniz, hava araçlarını geliştirmekte ve bunların müşterek harekatını yapan sistemleri ortaya koymaktayız. Polisimizin Bomba İmha Robotlarını sağlamaya devam ediyoruz. Kullanmakta oldukları KAPLAN robotlarımıza ilave olacak yeni nesil ERTUĞRUL robotumuzun kalifikasyonlarını tamamladık, bu yıl ilk ürünleri kullanımlarına sunacağız. İnsanlı araçları insansız kullanıma dönüştüren hem sivil hem askeri uygulamaları olan insansızlaştırma kitleri geliştirdik. Gelecekte bu kitlerin envanterdeki araçlarda kullanılacağını değerlendiriyoruz. Bu şekilde askerlerimizin güvenliğini artırıyor olacağız.

HASUN TÜRKİYE; Radar ile Elektronik Harp Sistemleri konularında ASELSAN'ın çalışmaları hakkında bilgi verir misiniz?

Faik EKEN / ASELSAN; ASELSAN Radar Faaliyet alanındaki çalışmalarına 25 yılı aşkın süredir devam etmektedir. Bu kapsamda başta TSK ihtiyaçlarının karşılanması hedefi olmak üzere gelişmiş teknolojiye sahip radar sistemleri özgün olarak yurt içinde geliştirilmekte ve üretilmektedir. ASELSAN radar geliştirme ve üretim faaliyetlerini yurt içi çözüm ortakları ve başta ODTÜ olmak üzere Üniversitelerimizle birlikte çalışarak gerçekleştirmektedir.
     Bu faaliyetlere ilave olarak Sivil Radar Uygulamalarına yönelik çalışmalar sürdürülmektedir. Devlet Hava Meydanları İşletmeleri, Meteoroloji Genel Müdürlüğü ve Emniyet Genel Müdürlüğü başta olmak üzere çeşitli kurumların sivil radar ihtiyaçları yurt dışından hazır ürün tedarik edilerek karşılanmaktadır. Bu ihtiyaçların yerli imkân ve kabiliyetlerle karşılanabilmesi için, Türk Silahlı Kuvvetleri için geliştirilmiş olan radarlar ile kazanılan donanım/ yazılım yapı taşları ve teknolojiler kullanılarak sivil uygulamalara yönelik olarak ilk aşamada Çok Amaçlı Minyatür Radar, Havaalanı Trafik Kontrol Radarı, 3 Boyutlu Görüntüleme Radarı ve X-Bant Meteoroloji Radarı geliştirme faaliyetleri başlatılmıştır.
     Çok Amaçlı Minyatür Radar geliştirilmesi tamamlanmış olup, kritik tesislerin çevre güvenliği veya karayollarında trafik denetimi uygulamalarında kullanılabilecektir. Bu radara ihtiyaçlar doğrultusunda yeni sivil uygulama alanları da eklenebileceği değerlendirilmektedir.
     Kuruluşundan bu yana savunma sanayi sistem çözümlerinde 40 yılı aşan bir tecrübeye sahip olan ASELSAN'ın, Elektronik Harp Sistemlerinde de 30 yıla yakın bir bilgi birikimi ve tecrübesi bulunmaktadır. Bu kapsamda; Silahlı Kuvvetlerimizin, Emniyet Genel Müdürlüğümüzün ve sivil kullanımdaki platformlarımızın görev bekasını arttırmak ve maksimum seviyede durum farkındalığı sağlamak üzere gelişmiş teknolojiye sahip, milli ve özgün Kara/Hava/Deniz Elektronik Harp sistemleri ile donatılması için çalışmalar gerçekleştirilmektedir. Yurtiçindeki çalışmalarımızın yanı sıra, yurt dışındaki müşterilerimizin elektronik harp ihtiyaçlarını karşılamak üzere de ihracata yönelik faaliyetler gerçekleştirilmektedir.
     Geliştirdiğimiz ilk Elektronik Harp sistemini 1984 yılında Türk Ordusunun hizmetine sunmuş olan Kuruluşumuz, o günden bu zamana kadar Elektronik Harp Ürün yelpazesine sürekli olarak yeni sistemler eklemiş, mevcut sistemlerde de çağın gereklerine uygun, yeni ihtiyaçların karşılanmasına yönelik modernizasyon faaliyetleri gerçekleştirerek gelişen teknolojinin beraberinde getirdiği yenilikler doğrultusunda çok daha fazla yeteneklere sahip sistemler sunmuştur.

HASUN TÜRKİYE; Askeri savunma sanayi alanları dışında, sivil sektörlere yönelik de ulaşım, güvenlik, enerji ya da otomasyon sistemleri çalışmalarınız var. Sahip olduğunuz Ar-Ge veya tasarım imkanları ile sivil sektörlere yönelik nasıl bir destek sağlıyorsunuz?

Faik EKEN / ASELSAN; Bildiğiniz üzere UGES faaliyet alanları Ulaşım, Enerji, Sağlık ve Güvenlik alanlarında özellikle Türkiye'de olmayan teknolojilerin geliştirilmesi ve bu sayede ihracat açığının kapatılmasını amaçlamaktadır. Bu kapsamda özellikle yeni alanların ve geliştirilen teknolojilerin Türkiye'deki ilgili sektör paydaşlarına etkin şekilde anlatımı, tanıtımı ve ortak proje geliştirilmesi odaklı çalışmalar sürdürülmektedir. Ayrıca geliştirilen ürünlerin platform uygulamalarında Elektrik Otobüs örneğinde TEMSA ve Tramvay Çekiş Sistemlerinde DURMAZLAR firmaları ile gerçekleştirilen başarılı ortaklıklar gibi tümüyle yerli üretim ve yüksek ihracat potansiyeline sahip uygun çözümler geliştirilmesi temel amaçtır.
     Bu doğrultuda UGES in kurulmasını takiben ilk aşamada özellikle Sektörel tanıtım programları ve konu odaklı çalıştaylar ile ilgili paydaşlarda farkındalık yaratmak suretiyle başlayan çalışmalarımız bugün daha olgun ve sonuç üreten bir noktaya gelmiştir. Gelinen noktada ise bu yerli teknolojilerin tedarik projelerinde tercih sebebi olması ve katma değeri yüksek yerli teknolojilerin öncelikli olarak uygulanmasına yönelik ilgili Devlet Kurumları ve tedarik makamları ile yakın çalışmalar sürdürülmektedir.

HASUN TÜRKİYE; ASELSAN, yerli ve yabancı ortaklık ve işbirliklerine açık, stratejik bir kurumumuz. Halen sahip olduğunuz yerli ya da örneğin kritik teknolojilerde yabancı ortaklık veya işbirliklerinden bahsedebilir miyiz? Bu konuda kurumsal stratejiyi oluşturan dinamikler nelerdir?

Faik EKEN / ASELSAN; Gelişmiş sanayiye ve teknolojiye sahip ülkelerle olan ilişkilerimizde ASELSAN olarak biz kendimizi bu ülkelerden arındırarak her şeyi ben yaparım ilkesi ile hareket etmedik. "Birlikten kuvvet doğar." düşüncesi ile her türlü işbirliği ve ticari ilişkilere açık bir politika gözetmeyi ilkesel olarak benimsedik. Tabiki savunma sanayaninin ağılıklı olarak dış kaynaklı siyasi boyutu, gelişmiş ülke firmaları ile kurdurduğumuz iyi ticari ilişkileri bazen sekteye uğratıyor. Bu gerçekle yaşayarak yolumuza devam etmek durumundayız. Bu anlamda Türkiye nasıl ki tarihte "İpek Yolu" ile doğuyu batıya iki taraflı bağladı, bugünün Türkiye'sinin bir değeri olan ASELSAN da savunma alanın da doğunun dost ülkeleri ile kurduğu ilişkilerde batının doğuya açılan kapısı olabilir.
     ASELSAN, küresel pazarlarda da yer edinmeyi ve değer yaratmayı ilke edinmiş bir şirkettir. Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kazakistan, Malezya, Ürdün ve Suudi Arabistan'daki iştiraklerimizin başarısı ve büyümesi kısa ve orta vadede ASELSAN başarısına olumlu katkı sağlarken, uzun vadede bulundukları coğrafyalardaki yerel savunma sanayinin de gelişmesine katkı sağlayacaktır.
     ASELSAN Bakü Şirketi, Askeri ve sivil haberleşme cihazlarının tanıtım/pazarlama ve satış faaliyetleri konularında çalışmak üzere ASELSAN'ın %100 iştiraki ile, 1998 yılında kurulmuştur.
     IGG ASELSAN Integrated Systems LLC (Abu Dabi - BAE), ASELSAN ürünlerinin Birleşik Arap Emirlikleri'nde (BAE) üretilmesi, başta BAE olmak üzere Körfez ülkelerinde satışı ve satış sonrası teknik desteğin sağlanması amacıyla ASELSAN'ın %49 ve IGG'nin %51 iştirak oranıyla 2011 yılında kurulmuştur.
     Kazakhstan ASELSAN Engineering LLP – KAE (Astana - Kazakistan), Kazakistan'ın askeri ve sivil ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik olarak elektronik cihaz ve sistemlerin üretilmesi ve geliştirilmesi amacıyla ASELSAN'ın %49, Savunma Sanayii Müsteşarlığının (SSM) %1 ve Kazakhstan Engineering'in %50 iştirak oranlarıyla, 2011 yılında kurulmuştur.
     ASELSAN Middle East Private Shareholding Company Limited– AME (Amman - Ürdün), Ürdün Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik olarak gece görüş ve termal görüntüleme cihazlarının tasarımı, üretimi, geliştirilmesi ve pazarlanması amacıyla ASELSAN'ın %49 ve KADDB Investment Group'un (KIG) %51 iştirak oranlarıyla 2012 yılında kurulmuştur.
     En yeni iştiraklerimizden olan ve Suudi Arabistan'da radar, elektronik harp ve elektro optik sistemlerinin üretim, satış ve pazarlaması alanında faaliyet gösterecek olan SADEC'in (Saudi Defence Electronics Company) kuruluş tescil işlemleri Aralık 2016 döneminde tamamlanmıştır.
     Malezya'da ASELSAN Malaysia adında yeni bir şirket kurulmuştur. Bu şirket öncelikle Uzaktan Komutalı Silah Sistemleri alanında faaliyet gösterecektir. Ayrıca Katar için de benzer ortaklık modelleri gündemimizde bulunmaktadır.
     ASELSAN'ın Güney Afrika'da bulunan şubesi de ASELSAN'ın tasarım ve satış faaliyetlerine katkı sağlamaktadır. İştiraklerimiz bulundukları pazarlarda ASELSAN'ın teknoloji kabiliyetleri, marka değeri ile yerel ortak desteğini birleştirerek büyüme yolunda sağlam adımlar atmaktadırlar.

HASUN TÜRKİYE; ASELSAN'ın ileri teknolojiye yönelik gerek askeri, gerekse sivil alanları hedefleyen, Ar-Ge ve özgün tasarım açısından güçlü bir ekibi var. Bu konuda, ar-ge veya özgün tasarımlara katkı sağlayacak stratejileriniz nelerdir? Ar-Ge altyapısının daha da geliştirilmesi hususunda çalışmalarınız var mı ?

Faik EKEN / ASELSAN; ASELSAN'ın 1975 yılındaki kuruluş amacı Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ihtiyaçlarını yerli imkânlarla, dışa bağımlılığı en aza indirecek şekilde karşılamaktır. Bu misyondan hareketle haberleşme alanında başladığımız Ar-Ge faaliyetlerimiz bugün 15'in üzerinde farklı faaliyet alanında ürünler ve sistemler geliştirmeye kadar uzanmıştır.
     Dünyanın önde gelen savunma şirketleri arasında 57. sıraya kadar yükselerek ülke ihtiyaçlarını karşılamanın ötesine geçtik. Bunu Ar-Ge çalışmaları ile kendi özgün çözümlerini geliştirmemiz sayesinde gerçekleştirdik. Sözleşmeli projelerimiz ile yürüttüğümüz Ar-Ge çalışmalarının yanı sıra her yıl ciromuzun ortalama %7'sini öz kaynaklı Ar-Ge projelerine ayırarak rekabetçi ve sürdürülebilir büyümemizi sürekli kılma hedefi ile ilerlemekteyiz.
     Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından onaylı 6 Ar-Ge Merkezimizde üç binin üzerinde Ar-Ge personelimiz yenilikçi, özgün ürünler üzerinde çalışmalarını sürdürmektedir. Ar-Ge alanındaki çalışmalarımızın somut çıktıları Radar, Elektronik Harp, Haberleşme, Uydu-Uzay, Silah Sistemleri, Deniz Sistemleri, Hava Savunma Sistemleri, Elektro-Optik, Aviyonik, İnsansız Sistemler, Güvenlik, Enerji, Sağlık ve Ulaşım alanlarda ürün ve sisteme dönüşmüş olarak görev yapmaktadır.
     ASELSAN'da Ar-Ge faaliyetleri, teknoloji yol haritaları ve yerlileştirme planlarının hazırlanması, güncellenmesi ve takibi, Ar-Ge Merkezlerinin ilgili kurum ve kuruluşlarla ilişkilerinin yürütülmesi ile kazanılması veya terk edilmesi gereken teknolojilerin belirlenmesi şeklinde bütünsel olarak sürdürülmektedir. Açık inovasyon ortamının yaratılmasına ve sürekliliğinin sağlanmasına yönelik yurt içi ve yurt dışı araştırma merkezleri, enstitüler, sanayi firmaları ve üniversiteler ile kalıcı ve verimli iş birlikleri tesis edilmektedir.

HASUN TÜRKİYE; Biraz da ihracata yönelik çalışmalarınızdan bahsedebilir miyiz? Halen, Türk savunma sanayi ihracatlarında ASELSAN önemli bir paya sahip. 25 milyar dolarlık 2023 hedefleri içerisinde ASELSAN'ın hedeflenen katkıları neler olacaktır?

Faik EKEN / ASELSAN; Silahlı Kuvvetlerimizin ana platform ihtiyaçlarının büyük oranda karşılanması ile yurt içi savunma ekipman tedariki bütçesi son yıllarda yatay bir seyir izliyor. Yakın dönemde meydana gelen malum olaylar, güney sınırımızda devam eden operasyonlar ile gündeme gelen yeni ve acil ihtiyaçlar toplam satışlarda bir artışa sebep olsa da yurt içi savunma pazarının orta ve uzun vadede yatay seyrine devam edeceği öngörülmektedir.
     Bu durumda savunma firmaları büyümek için doğal olarak ihracata önem vermek zorundalar. Şirketimizin ihracatı toplam satışlarımızın yüzde 20'si mertebesindedir. Bu oranı kademeli olarak yukarıya çıkarmayı, uzun vadede satışlarımızın yarısını ihracattan karşılamayı hedefliyoruz. Yüksek katma değerli, teknolojik ürün ve sistemler ihraç ediyoruz. Türkiye'de ortalama kilo başına ihracat 1,5 dolar seviyesinde ASELSAN'da bu 500 doların üstündedir. Sivil alanda pek çok yeni yatırımımız mevcut. Bu alandaki sistemlerimizin ihracatı halihazırda düşük oranlarda olsa da yatırımlarımızın somut ürüne dönüşmesiyle birlikte orta ve uzun vadede yurtdışında askeri projelerin yanı sıra sivil alanda da önemli projelere imza atmayı hedefliyoruz.

HASUN TÜRKİYE; İhracat pazarlarının geliştirilmesi ya da derinleştirilmesi, hatta uygun alanlarda ortak yatırım ve girişimleri içeren modellerin uygulanması konularında ASELSAN'ın pozisyonu nedir?

Faik EKEN / ASELSAN; ASELSAN halen 5 kıtada 63 ülkeye ihracat yapıyor. İhracat yaptığımız ülke sayısını daha da artırmak konusunda yoğun faaliyet gösteriyoruz. Bu kapsamda dünya genelinde önemli fuar, konferans, sempozyumlara katılıyor, potansiyel müşterilere şirketimizi, ürünlerimizi ve kabiliyetlerimizi tanıtıyoruz. Bununla birlikte, ihracat yaptığımız ülkelerde satış rakamlarımızı artırma gayreti içerisindeyiz. Bu amaçla, yurtdışında pazarda yerel varlık göstermek, hedef ülkelerde katma değer yaratmak, ülke ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte ürünleri ilave mühendislik çalışmaları ile geliştirmek çabası içindeyiz.
     2016 sene başında yurtdışında 3 ülkede ortak girişim şirketimiz varken geçtiğimiz yıl Suudi Arabistan da ortak yatırım şirketi açtığımız ülkelere katılmış oldu. Yüzde 100 ASELSAN sermayeli şirket sayımız da bu sene kurduğumuz Malezya şirketi ile bu sayı 3'e çıktı. Önümüzdeki yıllar içerisinde de yurtdışı yatırımlara devam etmeyi düşünüyoruz.

HASUN TÜRKİYE; ASELSAN'ın yerli ve milli savunma sanayisinin gelişimi açısından, yerli tedarikçilerle ilişkileri hakkında bilgi verebilir misiniz? Halen bir tedarikçi geliştirme stratejiniz var mı bu konuda yerli sanayicilerle nasıl bir işbirliği süreci yürütülüyor?

Faik EKEN / ASELSAN; ASELSAN olarak kuruluş misyonumuz olan yerlileştirme çalışmalarına büyük önem vermekteyiz. Bu amaç çerçevesinde, yurt içinde tasarım ya da üretim anlamında yan sanayi firmalarımızın gerçekleştirebileceği tüm faaliyetleri yan sanayi firmalarımıza transfer edip odağımızı yerlileştirebileceğimiz kritik teknolojiler üzerinde yoğunlaştırmaktayız. Bu faaliyetlerin sonucunda; son 8 yılda ihtiyaçlarımızın yurt içinde karşılanma oranı %38'lerden %66'lara ulaşmıştır. Yerli ve milli savunma sanayinin gelişiminde KOBİ'ler çok önemli yer tutmaktadır. Son 8 yılda KOBİ'lere verilen siparişler yaklaşık yedi kat artış göstermiş ve 2016 yılında açılan yurt içi siparişlerin yaklaşık %90'ı KOBİ niteliğindeki firmalara verilmiştir.
     Yerli ve milli savunma sanayinin gelişiminde öneminin farkında olduğumuz tedarikçilerimiz için destekler sağlıyoruz. Destek faaliyetleri kapsamında; teknik danışmanlık, ücretsiz eğitim, ekipman aktarımı, özel ekipman paylaşımı gibi uygulamaların yanı sıra tedarikçilerimize finansal destek sağlamak amacı ile bankalarla Tedarikçi Finansman Anlaşmaları yapıyoruz. Bu anlaşma çerçevesinde tedarikçi firmamız, ASELSAN'dan aldığı siparişleri beyan ederek ilave bir teminata ihtiyaç duyulmaksızın kredi kullanabilmekte ve finansman sağlayabilmektedir.

HASUN TÜRKİYE; Bir sanayici, ASELSAN için tedarikçi olmak isterse nasıl bir yöntem izlemesini tavsiye edersiniz?

Faik EKEN / ASELSAN; 2017 başı itibari ile tedarik ve tedarikçi yönetim faaliyetlerimiz "ASELSAN Tedarikçi Portali" üzerinden yürütülmektedir. ASELSAN'a Tedarikçi olmak isteyen tüm firmalar ASELSAN Kurumsal Web Sayfasından "Tedarikçiler" başlığından "ASELSAN Tedarikçi Portali"ne erişim sağlayarak başvuru yapabilirler. Tedarikçi portalinde gerekli şifre ve onay işlemlerinden sonra aday firma faaliyet alanına uygun olarak istenilen bilgileri girebilir. Finans ve mali yapı, kalite sistemi, üretim altyapısı, makine parkuru, insan kaynağı ve referanslar gibi başlıkları içeren alanlarda bilgi girişi eksiksiz tamamlandıktan sonra yapılan her başvuru ASELSAN sistemine kaydedilerek detaylı olarak değerlendirilir. Bu değerlendirme; ASELSAN Proje ihtiyaçları, firmanın belirli bir alanda uzmanlaşması, idari ve teknik altyapısı gibi kriterler göz önüne alınarak şeffaf bir şekilde gerçekleştirilir. Uygun bulunan firmalar için kaynağında denetim yapılarak başarılı olan firmalar ASELSAN onaylı tedarikçi listesine dahil edilir.
     ASELSAN Tedarikçi Portalında başvuru yapabilmenin yanı sıra; ihale, piyasa araştırma ve satış duyuruları, ASELSAN Tedarik Politikaları gibi tedarikçi firmalar için faydalı olabilecek veriler yer almaktadır. Aday firmaların ASELSAN Tedarik portaline girerek incelemelerini ve başvurularını yapmalarını tavsiye ederim. Başvuru aşamasında karşılaşılabilecek sorunlar ya da geri bildirimler için portaldestek@ aselsan.com.tr adresi kullanılarak doğrudan yetkili personelimizle irtibata geçebilirler.

HASUN TÜRKİYE; Son olarak, ASELSAN, aynı zamanda hisseleri borsada işlem gören, kısmen de olsa halka açık bir şirket. Bu konuda performansınız hakkında bilgi alabilir miyiz? Bu kapsamda, ülkenin ekonomik dengelerinden az veya çok etkilenmeniz söz konusu oluyor mu?

Faik EKEN / ASELSAN; ASELSAN, sektörün doğası gereği kritik bilgilerin gizliliğini korurken, halka açık bir firma olarak kurumsallığı ön planda tutmakta ve kurumsal yönetimin temelini oluşturan eşitlik, şeffaflık, hesap verilebilirlik ve sorumluluk ilkelerine azami önem göstermektedir. Şirketimiz için, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından belirlenmiş kurumsal yönetim ilkelerine uyum kapsamında 2012'den bu yana her yıl bağımsız bir kuruluş tarafından kurumsal yönetim derecelendirmesi yaptırmaktadır. Şirketimizin bugün itibariyle kurumsal yönetim derecelendirme notu 10 üzerinden 9,15'tir. 2012'den bu yana Borsa İstanbul Kurumsal Yönetim Endeksinde yer alan ASELSAN, aynı zamanda 2014 yılında başlatıldığından bu yana da Borsa İstanbul Sürdürülebilirlik Endeksinde yer alan az sayıda şirket arasındadır. Ayrıca BİST-30 endeksinde de yer alan ASELSAN, yaklaşık 26 Milyar TL'lik piyasa değeriyle Borsa İstanbul'un en değerli 8'inci şirketidir.
     ASELSAN hisse senedi, ülke ekonomisinin ve dolayısıyla Borsanın genel konjonktüründen etkilenmekle birlikte, özellikle dengeler yatay seyrettiğinde veya negatif yönde değiştiğinde diğer hisse senetlerinden pozitif ayrışmakta ve daha istikrarlı ve hatta yükselebilen bir trend göstermektedir. Geçmişte de bunun örneklerini yaşadık.
     2017 yılı başından bu yana BİST-100 Endeksinde görülen ve %40'a yaklaşan değer artışına karşılık ASELSAN hisse senedi yatırımcılarına %100'ün üzerinde getiri sağlamıştır.

HASUN TÜRKİYE; Yani bu konuda, Altay Tankının üretimi ile güç üretim ve aktarım ünitelerini ayrı ayrı mı görmek, aynı projenin farklı safhaları olarak mı değerlendirmek gerekiyor?

Faik EKEN / ASELSAN; Tabi, şimdi biz 2020 de seri üretim tanklarımızı alacağız derken, motorda da o tarihte, yerli çözüm bir üretimimiz olacak mı, büyük bir ihtimalle olmayacak. Zaten motor ve güç sistemi paketi temininde şu anda bir sorunumuz yok. Biz ilgili firmalarla devam ediyoruz. Bunların temin ve tedariki noktasında bir sorun yok ama biz yerli sistem de istiyoruz ve bunun geliştirme çalışmaları ayrıca devam ediyor. Yani şimdi yine algı olarak, tank ya da top sistemlerimizde, Türkiye motorsuz kaldı, bize motorda vermiyorlar, ne yapacağız? diye bir durum yok. Biz yerli motor istiyor muyuz, istiyoruz. Geliştirme sürecimiz de başladı.

HASUN TÜRKİYE; Sayın Müsteşarım, özel sektör kuruluşları, işte Otokar, FNSS, BMC, Katmerciler ve diğerleri, pek çok farklı kullanım amacına göre, farklı ürünler ve sistemler üretiyorlar. Ortada bir de 2023 savunma sanayi ihracatımız için belirlenmiş 25 milyar dolar ihracat hedefimiz var. Şunu sormak istiyorum, bu tür özel sektör firmalarımızın, TSK envanterinde olmasa bile, ihracata yönelik çalışmaları, dış Pazar faaliyetlerinde SSM olarak bir katkınız, desteğiniz oluyor mu? Savunma sanayi ürünleri ihracatı açısından, özel sektöre yönelik bir destek stratejiniz var mı?

Faik EKEN / ASELSAN; Burada iki kalem var. Savunma sanayinde ihracat konusunda ilki; ürünün kendisinden bahsediyoruz. Nihai üründen. Nihai ürünü pazarlamak da çok kolay değil. Niçin? Savunma sanayi ürünü ihracatçısı olarak bir geçmişiniz yok, Türkiye olarak. Geçmiş olmayınca, pazara gittiğinizde sizi tanımaları, sizinle ilgili bilgi edinmeleri, ürününüzü test etmeleri, bunların hepsi birer süreç. Burada sabırlı olmamız lazım ve bu sabırla beraber, ihracatın arttığını da göreceğiz. Bu tabi çoklu bir çaba. Falanca şirket gitsin, satabiliyorsa satsın diyemiyoruz çünkü dünyada da gördüğümüz manzara; bu, toplu bir hareket. Devlet tamamen şirketlerin arkasında olmalı. Desteklemeli. Kredi mekanizmaları oluşturulmalı. Şirketlerin performansı ve bu birbirine bağımlı, iç içe şeyler. Şirketiniz ve ürününüz iyi olacak, ürününüzü siz kullanıyor olacaksınız, devletiniz arkanızda kararlı duracak. Politik mekanizmalar ile ilgili siyasi mekanizmalar ile ilgili diyaloglar iyi olacak, bunlar bir araya gelecek ihracat için. Bunlar bir araya geldi mi, ihracat potansiyelinin fazla olduğu ülkeler var ama bunların hiçbirisinde, hemen yarın sonuç aldık, alacağız beklentisinde de olmamak gerekiyor. Sürekli nefesinizi canlı tutmanız, koşmanız gereken bir alan. Bunu hiç unutmamak lazım. Hatta falanca veya filanca ülkedeki ihracat çabamızdan, bir yıl geçti, iki yıl geçti sonuç alamadık dememek lazım. Cesareti kırmamak lazım. Sürekli olarak, bir yıl da geçse, beş yıl da geçse peşinden koşmak lazım. Bu işler böyle oluyor. Platform ihraç etme konusu olduğunda, peki biz bir dizi alt yüklenici sanayiciden bahsedersek, belki çok kısıtlı sayıda firmalarımız platform ihraç edebilecek. Bu nasıl bir ekosisteme yayılacak sorusu var. Tabi çok açık cevap; bunlar, ihracatı yapabildiği müddetçe, pazar bulabilip, netice aldıkça alt yükleniciler de otomatik olarak pazar bulabilecekler. Diğer kalem de şu; bizim alt yüklenicilerimiz, şirketlerimiz çeşitli küçük teknolojik ürün, parça veya komponent bazında dünyada en iyiler arasına girebiliyorlar ise sadece Türk şirketleri olmasa bile, bir dizi alanda, şirketler gelip sizi bulacaklar, siz yetkin üretici olduğunuz için sizi, kendi nihai ürünleri ile ilgili kaynak olarak kullanacaklar. Onların her çabasından, yaptığı her satıştan siz de pay alacaksınız. İhracatın ikinci bacağı da bu. Bu çoğu zaman gözümüzden kaçıyor ama aslında çok önemli. Belki de küçük firmaların buna ağırlık vermesi gerekiyor.

HASUN TÜRKİYE; Ankara da, Savunma Sanayi İhtisas OSB çalışmaları devam ediyor. Buna benzer bir çalışmalar farklı şehirlerde devam edecek mi? Buna bağlı olarak, teknolojik yetkinliği yüksek, önemli bir endüstriyel havza olan Trakya Bölgesinde, 6-7 yıllık bir ön hazırlık çalışmasının arkasından, Trakya'da inşası devam eden TÜDEP EURASIATECHNOPARK bünyesinde, yerli ve özgün platformların desteklenmesine yönelik olarak, savunma ve havacılık ihtisas Ar-Ge ve tasarım merkezleri, prototip atölye ve laboratuvarları ile ciddi bir ekosistemin oluşturulması çalışmaları var. Bölgede faaliyet gösteren HASUN (Havacılık Savunma Uzay ve NGS) Kümelenmesi, 300'ü aşkın üye firması ile özellikle, milli platformların alt sistem üretimine aday entegratör düzeyinde firma programları geliştiriyor. Trakya Bölgesinde yer alan Valilikler, Üniversiteler, Kalkınma Ajansı, Teknoparklar, OSB yönetimleri ve BST Bakanlığı lokal teşkilatları destek ve işbirliğinde, HASUN Kümelenmesi tarafından çok özel saha çalışmaları yapılıyor. SSM olarak sizlerin de bilgisi dahilinde, belirli parça, malzeme veya daha önemlisi alt sistemlerde, entegre üretimlerle ihtisaslaşma hedefleniyor. Bu ve benzeri çalışmalar da, gerek Hasun Küme üyeleri, gerekse Eskişehir, İzmir, Bursa, Ankara, İstanbul kümelerinde yer alan, ülkesinin yerli ve milli ürünlerle dışa bağımlılığını sonlandırmaya odaklanmış, sanayicilerimize yönelik cesaretlendirici, teşvik edici bir mesajlarınız olacak mı?

Faik EKEN / ASELSAN; OSB aslında biraz da bizim projemiz. Arazi tahsisi birebir, Müsteşarlığımızın eliyle yürütülen bir proje. Onlarca da OSB oluşturamıyorsunuz. İhtisas, adı üzerinde. İhtisas olunca da, o ihtisas alanında kaç tane OSB olabilir? Fazla olursa, o zaman da ihtisasın anlamı kalmayabilir. Bence meseleye böyle bakmak lazım. Öbür türlü, konsantrasyon kaybı olabilir ama kümelenmelerin sektör ilişkileri, özellikle vurguladığım belli teknoloji ve belirli yetkinlik bazlı konsantrasyonları önemli. Onun için biz, kümelenmeleri muhatap alıp, kümelenmeleri gayrete getirmek istiyoruz. Ayrıca kümelenmeler, teknoloji bazlı odaklandıklarında, odakları ile beraber sadece savunma değil ulaştırma, enerji, eğitim gibi alanlara da dokunabileceklerdir. O anlamda, kümelenmelerin bu konsantrasyonu taşımaları önemli. Belli teknoloji alanlarında, mesela, biz savunma diyoruz ama savunma aslında bir teknoloji değil tabi. Savunma çok geniş bir alan. Oradan, odak teknolojileri seçerlerse, bu çok daha geniş bir kitleye hitap etme şansı verir. Hem de teknolojik derinliği sağlar. Çok sayıda İhtisas OSB oluşturmak pratik olarak, çok da sonuç verecek bir şey değil. Birkaç tane daha olabilir mi, olabilir. Adı üstünde, ihtisas da olduğu için, belli bir sayıda kalması gerekiyor.

HASUN TÜRKİYE; Kümelenmeler konusuna biraz daha girersek, endüstriyel yetkinliğin tabana yayılması, proje süreçlerinin, kümelerdeki verilere göre daha iyi planlanması, projelerde yer alabilecek, alt sistem ya da parça üreticisi yetenekli potansiyel firmalar etkin ulaşım, onlardan da savunma ve havacılık sektörüne iletişim yönünde tüm süreçlere, ciddi katkı sağlayacak, önemli kümelenme çalışmaları var. Bu, dünyada, gelişmiş platform üreticisi ülkelerde de böyle. İşte, İzmir' de HUKD Kümelenmesi, Eskişehir'de ESAC Kümelenmesi, Ankara'da OSSA Kümelenmesi, Bursa'da BTO Kümelenmesi, İstanbul'da SAHA ve İkitelli Kümelenmeleri, Trakya'da TÜDEP HASUN Kümelenmesi gibi önemli kümelenmeler çalışmalarını sürdürüyor. Yeni yeni, Elazığ, Konya, Gaziantep Güney Anadolu gibi kümelenme çalışmaları da devam ediyor. Kümeler, firmaların, sektöre sağlayabilecekleri katkıları, katmanlandırma, yeteneklerini sınıflama ve maksimum verim ile milli ve yerli üretim hedeflerimize katkı sağlama anlamında önemli yapılanmalar. Bu açılardan da değerlendirirsek, kümelerden beklentileriniz neler? Bununla bağlantılı olarak, kümelerin içerisinde yer alan üye firmalara mesajlarınız var mı?

Faik EKEN / ASELSAN; Kümeler iletişim açısından oldukça önemli. Söyleşimizin başında da bahsetmiştik, bizim açımızdan da en önemli unsurlardan bir tanesi iletişim. Savunma sanayii nedir, neler yapılıyor, nasıl yer alınabilir, sistem nasıl çalışıyor? Burada, teker teker firmalarla görüşmek çok da rantabl değil ama firmalarımız kümelerde temsilci olarak yer aldıkları zaman, bu iletişimde çok daha kolaylık sağlıyor. Küme, kendisini odaklayabiliyor, yönlendirebiliyor. Dolayısı ile kümelerin çalışmalarına çok önem veriyoruz. Şirketlerimizin küme içinde bulunmalarını, kümelerin içinde sertifika niteliğinde iş yapabilmelerine önem veriyoruz ve gerçekten olumlu buluyoruz. O açıdan, küme yöneticileri arkadaşlarımız ile temaslarımız çok önemli. Onların çalışmaları bu anlamda oldukça değerli. Orada oluşturacakları fikirler ile oluşturdukları platformlarda gündeme gelecek konular, kümeye yansıtılır. Küme hedeflenir, odaklanır ve bir anlamda, onların sesi bize ulaşmış olur. Bizim sesimiz onlara ulaşmış olur. Böyle baktığınızda enerji israf etmeden hedefe yoğunlaşabilir ve sonuç alıcı adımları çok daha kolay atabiliriz. Aynı zamanda, sistemde de boşluk bırakmayız. Bir ekosistemden bahsediyorsak, bir dizi belirttiğimiz teknoloji alanları, alt sistemlerle ilgili popüler olan konulara, koşturma veya yoğunlaşma olurken, bazı konular dışarda bırakılabiliyor. Bu iletişim olduğu zaman, çok açık bir şekilde, bütün spektrumları yakalayıp, orada odaklanacak çok ilginç alanlar ve boşluklar bulup, orada ülke açısından da faydalı olabileceğiz. Hem de şirketlerimizin, birbirlerinin ayaklarına basarak, aynı alana koşmaları yerine, boşlukları doldurmasını sağlamış olacağız. Kümeler yoğunlaştıkları zaman, sektöre indikleri zaman, odaklandıkları alanda çok daha büyük sinerji sağlayabilirler. O da bilmekle, tanımakla, geleceğe yönelik ihtiyaçları anlamakla olacaktır.