Litvanya-Türkiye arasında Viking Projesi

Viking proje haritası

LİTVANYA FAHRİ KONSOLOSU,

NUROVA İNŞAAT TAAHHÜT VE TİCARET A.Ş YÖNETİM KURULU BAŞKANI TAYFUN UZUNOVA

TÜDEP : Litvanya Fahri Konsolosu olarak görev yapıyorsunuz ama bildiğimiz kadarı ile uluslararası inşaat sektörünün de Türk öncü firmalarından birisiniz. Borova İnşaat, Özal’lı yıllardan bu yana, bu konuda çok özel bir örnek. Şimdi ise, Borova’ dan ziyade, adınız Nurova inşaat ile anılıyor. Bize biraz Nurova İnşaat’tan söz eder misiniz?

T. Uzunova : Nurova, uluslar arası inşaat alanında yer alan bir yıllık bir kuruluştur. Yurtiçi ve özellikle yurt dışı ağırlıklı bir taahhüt firmasıdır. Irak, Azerbaycan, Beyaz Rusya’da faaliyet göstermektedir.

TÜDEP : Uzun yıllar Litvanya’da faaliyet gösterdiniz. Bize Türkiye’nin Litvanya pazarından elde edebileceği kazanımlar ile ilgili bilgiler sunar mısınız?

T. Uzunova : Litvanya küçük bir ülke ve Türkiye’nin büyük kapasiteli bir ihracat yapmasına imkan tanımaya elverişli değil. Ancak en az ihracat potansiyeli kadar önemli bir başka konu var; Viking Projesi. Viking Projesi, Litvanya’dan başlayıp Türkiye’de son buluyor, yüklerin, vagonların aktarma yapmadan taşınmasına imkan veren bir demiryolu hattı projesi. Çok önemli bir proje. Çünkü, Viking Projesi, Beyaz Rusya, Ukrayna, Romanya, Bulgaristan’dan geçiyor ve Litvanya ‘da son buluyor ve dolayısı ile bu küçük ülke, bu projeyi çok önemsiyor. Viking Projesi gelişen Türk ekonomisinin ve ihracatçısının, kuzey ülkelerine ucuz navlun bedeli ile mal taşımasına ve dolayısı ile rekabette üstünlük sağlamasına yarayacak, oldukça önemli bir tren yolu projesi olup bu bölgeden yapılacak ihracatın ana hattını oluşturmaktadır. Viking Projesi aynı zamanda Türkiye-Litvanya arasındaki en önemli projedir. Çünkü Kuzey Ülkeleri ihracatının başlangıç ve bitiş noktası olacak. 10 yıldır üzerinde çalışılan bir proje ve artık gerçekleşme aşamasına gelmiştir. Bu konuda imzalar atılmış ve proje işlerlik kazanmaya, realize edilmeye başlanmıştır.

TÜDEP :Litvanya’nın temel ekonomik ürünleri nelerdir?

T. Uzunova : Litvanya’nın %60’ına yakını ormanla kaplı. Dolayısıyla ağaç ürünleri en önemli ürünler olarak görülmektedir. Bu anlamda elbette kerestecilik önem taşımaktadır. Ağaç sektörü çok gelişmiştir. Bunun dışında hayvancılık sektörü de oldukça gelişmiştir. Öyle ki, Türkiye olarak Litvanya’dan oldukça fazla, büyük baş hayvan ithal ediyoruz. Aynı zamanda hayvancılığın yan ürünleri olarak süt ve süt ürünleri de önemli gelir kaynaklarındandır.

TÜDEP :Ticari hayat ne durumda?

T. Uzunova : Litvanya’da ticari şirketlerin sayısı çok. Yani, sanayi üretimindeki durgunluğun yanında, ekonomik hayat, çok sayıda ticari şirketin varlığı ile dinamizm kazanıyor. Bu şirketlerin önemli bir kısmı, Rusya’dan çıkan minarellerin ihraç yolu görevini görmektedir. Bu minareller hem Türkiye’de hem de dünyada sanayi üretimi için ihtiyaç duyulan madenlerdir ve ülkenin ihracatında önemli bir yer tutmaktadır. Litvanya, sadece ham mineral değil aynı zamanda bu minarellerin işlenmiş halini de ihraç etmektedir. Dolayısıyla minareller konusunda Litvanya, Türkiye açısından oldukça önem taşıyor. Diğer yandan, IT Engineering çok gelişmiş durumda. IT sektörü, özellikle yazılım alanında gelişmiş ve bunun yanı sıra ileri teknoloji gerektiren, hassas uydu teknolojisi parçaları üretiyorlar. Litvanya’nın çok hafif bir sanayisi de bulunmaktadır. Geçmişte kimya sanayi gelişmekteydi. Bu gün, kimya sektörü nerdeyse tamamen hükümet tarafından özelleştirilmesini tamamlamıştır. Tabi, Litvanya da, kimyasal ürünler ve özellikle ilaç sektörü gelişmiştir.

TÜDEP :Genel olarak, Litvanya’da günlük yaşam nasıldıri biraz da bundan sözedebilirmiyiz?

T. Uzunova : Litvanya’da birbirinden kopuk ve birbirinden bağımsız çiftlikler bulunmaktadır. Bununla birlikte hiç köy bulunmamaktadır. İnsanlar bir arada yaşamıyorlar. Yaşlı da olsa, genç de olsa, birbirlerinden oldukça kopuk bir yaşam sürdürüyorlar. Bunun yanında, eğitim seviyesi çok yüksek bir ülke Litvanya.

TÜDEP :Türkiye ile ekonomik ilişkileri değerlendirebilirmiyiz?

T. Uzunova :90’lı yıllarda Litvanya’da küçük ve orta ölçekli işletmeler için tekstil üretimi önem taşımaktaydı. Türkiye bu bağlamda Avrupa pazarına Litvanya üzerinden girebilir. Bununla birlikte Litvanya tekstilde yetenekli bir ülke değil. Tekstili bilmiyorlar ancak öğrenebilirler. Bavul ticareti dolayısıyla Litvanya’ya Türkiye’den giden kalitesiz mallar Türkiye’ye olumsuz bir imaj olarak yansımıştır. Litvanya küçük pazarlardan oluşuyor. Rus petrolleri Avrupa’ya Litvanya’dan gidiyor. Litvanya ile dış ticaret hacmimiz çok küçük. Tahmini olarak 200 milyon doların biraz üzerinde. Litvanya aslında Rusya’nın bir partneri durumunda. Ülkenin kendi özel sektör girişimcilerine desteği çok ve bu konuda tam bir Avrupalı anlayışına sahip. AB üyesi olduğu için, her alanda AB şartları geçerli. Litvanya ile ilişkilerimiz artık bir AB üyesi olması nedeniyle AB üzerinden yürütülmektedir. Ancak Euro Bölgesinde değiller çünkü Euro’ya geçmediler. Halen kendi para birimleri olan Litva’yı kullanıyorlar. DEİK’te Litvanya’lı iş adamları ile karşılıklı görüşmeler yapılmıştır. DEİK bünyesinde Litvanya İş Konseyi bulunmaktadır.

TÜDEP : Sayın Uzunova, Litvanya ile ilgili 20 yıldan fazla bir bilgi birikimine sahipsiniz. Bu anlamda, bu oldukça uzun Fahri konsolosluğunuz sürecinde, mutlaka ilginç gözlemleriniz ve anılarınızda olmuştur sanırım?

T. Uzunova :Elbette. Sovyetler Birliği, daha dağılmazdan öncelerden beri, aslında bölge ile ilişkilerim var. O yıllarda, bir petrokimya rafinerisi işi için bölgeye gelmiştik. O döneme ait de elbette pek çok anımız oldu. Örneğin, beni çok şaşırtan anılarımdan bir tanesini paylaşayım. 91-92 yıllarında Litvanya’da Müslüman Tatarlar’ın bulunduğu bölgede 5 tane camii inşa etmemizin hikayesi. Türkiye olarak, bizden önce, bu cami inşasına, aslında, bölgedeki Müslümanlar üzerinde etkin olmaya çalışan Suudlar talipmiş. Ancak bir şekilde, olay Türkiyeli yetkililere intikal etmiş ve Türkiye’nin bu camileri inşa etmesi istenmiş. Biz de, tamamen Türkiye’ye fayda sağlamak amacı ile camileri inşa ettik aslında. Cami açılışında da beni, o dönem için çok şaşırtan olay, bölge halkı, dua etmeye, besmele’den önce, Türkçe olarak “Padişahım çok yaşa” cümleleri ile başladı ve daha sonra duaya geçildi. Türkçe olarak bu sözleri duyduğumda çok, bölgede, komünizm öncesi yerleşen halkın hafızasında, hala Osmanlı hatırasının nasıl canlı kaldığını gördüm. Bu, o günler için, çok farklı bir deneyimdi.

Bir diğer önemli hatıram ise, 15 yıl önce Letonya Cumhurbaşkanı, bana iki önemli hedefini açıkladı. Bunlardan birincisinin AB'ye girmek, ikincisinin de NATO'ya girmek olduğunu söyledi. O dönem, bunun sadece bir hayal olduğunu, çünkü ülkenin yokluk ve yoksulluktan kırılan, perişan halinin bunu tahmin dahi etmeye imkan vermediğini düşünüyordum. Oysa, bu konuşmadan sonra, çok da uzun olmayan bir süreçte, Litvanya AB ye girdi ve şu anda da kişi başı gelir açısından, Türkiye yi geçmiş durumda.
Diğer yandan, Litvanya da Türkiye ile ilgili hatıralar da oldukça pozitiftir. Stratejik olarak çok önemli bir konumda bulunan Litvanya yı, özellikle bağımsızlığını ilk kazandığı yıllarda, Rusya' nın askeri baskılarına karşı, Nato şemsiyesi altında Türk F 16 ları korumuştur.. Yıllarca, NATO çerçevesinde Litvanya Hava Sahasını koruyan Türk Hava Kuvvetleri filoları, nice sonra bu görevi Almanlar'a devretmiştir.

Yine, 91-92 yıllarında dönemin Litvanya Cumhurbaşkanı Brasouskas'a Fahri Konsolosluğu almaya gittiğimde, tören için, Özel kalem müdürü, içeride sadece 5 dakika kalacağımı ve ardından da çıkacağımı belirtti. Ancak, Cumhurbaşkanı, bu beklentinin aksine, içeri girdiğimde, bana Özal'ı anlatmamı, politikalarından behsetmemi istedi. Ve bu konuşma, tam 55 dakika sürdü. Bu süre boyunca, Sayın Özal'ı ona detaylıca anlatmaya çalıştım. Rahmetliye, büyük bir hayranlığı ve politikalarına da merakı vardı. Toplantının ardından, benden, tüm bu anlattıklarımı bir de Başbakanlarına anlatmamı istedi. Dönüş için, biletim olmasına rağmen, iptal ettridim ve ertesi gün, aynı konuşmayı, Başbakana da yaptım. Bu olağan dışı durum, bu görüşme ve anlatılanlar, daha sonraları Litvanya basınında geniş yer bulmuştur.Çok sonraları, bu Litvanya Cumhurbaşkanı, bana, " Ben ülkem için, sizin bana anlattığınız Özal'ın icraatlarını yapmaya çalıştım ve başarılı oldum" dedi.
Sonradan öğrendim ki, bölgede ilk olarak Vilnius elçiliğini açtırtan rahmetli Turgut Özal, aslında, Davos'ta tanıştığı bu Cumhurbaşkanı'nı sevdiği ve güzel bir diyalog kurduğu için ilk önce burada elçilik açtırtmış. Oysa, o yıllarda, Litvanya' nın bu başkenti, belki de diğerleri içinde, elçilik açılacak son başkentti, çünkü yokluk ve dağınıklık, had safhadaydı. O kadar ki, ilk görev verilen elçimiz, bakımsız bir otel odasında kalıyordu ve diğer oda da elçilik görevi görüyordu. Gördüğümde, nerdeyse, sefirimizin yaşadığı duruma acır olmuştum. Hatta, sonradan öğrendim ki, ülkede banka falan henüz yeterince olmadığından, Sefarethane binası alınması için Ankara'dan 400.000 dolar bir bavul içinde getirilmiş. Ve, o dönemde Litvanya bankaları dolar almadığı için de, sefirimiz, parayı kendi yatağının altında bavulda saklamak zorunda kalmış. Paraya, bir şey olmasın diye, odadan dahi uzaklaşmaya korkuyordu.

TÜDEP : Son olarak, iş adamlarımıza neler söylemek istersiniz?

T. Uzunova : Litvanya, Türk iş adamları için, Viking Projesi realize edildiğinde, şimdikine göre çok daha önemli bir ülke olacak. Şu anda, kereste, canlı hayvan, tekstil, I.T software, ve ilaç sektörü ilgilenen iş adamlarımıza dış ticaret alanı ya da ortak yatırımlar olarak tavsiyem olabilir.